Bu Blogda Ara

25 Ocak 2011 Salı

AKP DÖNEMİ YORUMU - Devlet BAHÇELİ

Dokuzuncu yılına giren AKP iktidarı döneminde;
√      Gerçek anlamda bir yargı reformu için hiçbir adım atılmamış,
√      İç hukuk mevzuatımız yenilenememiş, evrensel demokratik normlarla güçlendirilmemiş,
√      Yargının iş yükünün hafifletilmesi ve dava sürelerinin kısaltılması için gerekli tedbirler alınamamış,
√      Bölge Adliye Mahkemeleri hayata geçirilememiş ve,
√      Kolluk kuvvetleri idari yapılanması ve araç-gereçle donatılarak adli hizmet sunan etkin bir yapıya kavuşturulamamıştır.

AKP’nin tek başına iktidar süresi içinde;
√      Hakim, savcı ve yardımcı personel açığı giderilememiş,
√      Hakim ve savcıların mali ve sosyal hakları ve diğer özlük haklarında gerekli iyileştirmeler yapılmamış,
√      Adli Tıp Kurumunun yargı bağımsızlığı anlayışıyla özerk yapısının korunması ve güçlendirilmesi amacıyla düzenlemeler ve etkin denetim gerçekleştirilememiş,
      Yüksek yargının içtihat oluşturma işlevinin önündeki engellerin kaldırılması için gerekli adımlar atılmamıştır.
AKP siyasi hesap ve düşüncelerle sekiz yılı aşkındır yargıyı kuşatma altına almış, her vesileyle karalamış ve suçlamış, toplum nezdinde itibarsız hale getirmek için seferberlik başlatmıştır.

AKP hükümetleri;
      Yargının sorunlarıyla, giderek ağırlaşan bu sorunların çözümüyle uğraşmamış, bunun yerine yargının yapısıyla uğraşmıştır.
      Yargının kronik sorunlarının çözümüyle ilgilenmemiş, bunun yerine yargının çözülmesine, siyasi etki altına alınarak ele geçirilmesine çalışmıştır.
      Adalet sarayları yaptım, fiziki sorunları hallettim diyerek bununla övünmüş, ana yargının yapısal sorunlarının kemikleşerek kangren haline gelmesine seyirci kalmıştır.
Bugün gelinen noktada yaşanan gelişmelerin arka planını anlamak için, AKP’nin yargı alanındaki karanlık ve lekeli sicilinin hatırlanması gerekli olacaktır.
Yargının yapısal sorunlarının çözümü için bugüne kadar kılını bile kıpırdatmayan Başbakan ve hükümeti, şimdi kendisini kurtarabilmek için herkese çamur atmakta, herkesi suçlamaktadır.
Yargının ağır işleyişi, Adli Tıp Kurumunun bu konuda takoz gibi çalışması, Yargıtay’ın iş yükünün altından kalkamaması nedeniyle dava dosyalarının sürüncemede kalmasında adalet mekanizmasının kusuru ve ihmali varsa, bunu giderecek tedbirlerin süratle alınması en başta hükümetin sorumluluğundadır.
Bu sorumluluğu da yerine getirmeyen hükümet hala laf yarışı ile temize çıkacağı hesabını yapmakta ve bugün gelinen yargı çıkmazını kullanarak Yüksek Yargı üzerinden operasyon yapmaya hazırlanmaktadır.
Bu konuda bugün karşımıza çıkarılan tablo her yönüyle karanlık, acı ve utanç vericidir.
√      Tahliye edilen Hizbullah ve PKK teröristleri bugün aramızda dolaşmaktadır.
√      Hizbullah teröristlerinin tutuklu bulundukları dönemde cezaevinde internet üzerinden dışarıyla irtibat kurmalarına ve terör faaliyetlerini hapishaneden de yönlendirmelerine izin verildiği ortaya çıkmıştır.
Bu vahim durum karşısında yapılması gereken en öncelikli husus bu teröristlerin dosyalarının süratle ele alınarak yargı süreçlerinin sonuçlandırılmasıdır.
√      Bunun yanı sıra, Hizbullah teröristlerinin cezaevinde internet aracılığıyla dışarıdakilerle haberleşmesinin sorumluları derhal ortaya çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır.
√      Adalet Bakanlığı’nın başındaki Bakan da siyasi sorumluluğunun gereğini yerine getirerek ya istifa etmeli, ya da görevden alınmalıdır.
√      Yargının acil sorunlarına acil çözümler için yürütme ile yargı organları biran önce bir araya gelmeli ve bu konularda mutabık kalınacak acil önlemler paketi TBMM’nin önüne getirilerek süratle yasalaştırılmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi bu konuda yapıcı bir tutum içinde olacak ve yargı çıkmazının aşılması için her desteği verecektir.
DEVLET BAHÇELİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder